BABA
2003 yılının ilk bahar ayları...
Ev kalabalık,bütün akrabalar;bütün komşular...
Herkes hüzünlü,herkes dünyadan göçecekmişcesine günahlarından pişman olmuş gibi...
Ve 10 yaşlarında eline verilmiş bir portakal ile avutulmaya çalışılan bir çocuk...
kalabalıktan biri kalkder kalkta babanı öp.
çocuk herşeyden habersiz odaya girdi.Oda kalabalık utandı çocuk sobanın arkasına geçti,gülüyordu gülme sesi duyulmasın diye eli ile ağzını kapadı.
sonra cesaretlenip yerinden kalktı,üzeri beyaz çarşaf ile örtülmüş olan BABA'sının baş ucuna geldi çarşafı kaldırdı ve başından öptü sonra odadan kaçarcasına çıktı...
az sonra bir ses geldi RUHUNU TESLİM ETTİ diye...
Birden kalabalığın uğultusunu ağlama sesleri aldı
çocuk ozaman anlamıştı BABA'sının vefat ettiğini,anlamıştı bir daha baba diyecek birisine sahip olamayacağını ve anlamıştı arkasındaki çınarın devrildiğini...
içten içe BABA,BABA diye ağlamaya başladı
şahit oldu insanlar,şahit oldu kainat, ŞAHİT OLDU ALLAH !
O çocuk şimdi büyüdü 22 yaşına geldi tabiri caizse koca bir adam oldu ama yüreği ama yüreği 2003 ilk bahar aylarında babasını kaybetmiş ve hala o günki gibi BABA,BABA diye ağlayan çocugun yüreği gibi kaldı...
yaşı büyümüşte yüreği hala çocuk kalmış...
içini en çok yakan şey arkadaşlarının babasına sayıp sövmesiymş.
ne kadar nasihat etse nekadar BABA'sızlığın zorluklarından bahsetse arkdaşlarının bir kulağından girip bir kulağından çıkmasıymış...
ve ekledi çocuk
VALLAHİ dedi BABAM sağ olsaydı !
okudugum üniversitede ki öğrencilerin podyuma çevirdiği okul yolunda VALLAHİ yamalı elbiselerle okuluma gidip gelmeye razıydım...

Kenan Akın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder